Hayvan sevgisi ortaokul yıllarında hediye edilen bir çift minyatür paçalı tavukla başladı. Yıllar içinde ise farklı türlerle tanıştı. Ördek, güvercin, kaz derken bu hayvanların üretimine bile başladı. Öyle ki 1994’te ‘üretimi zor’ olarak bilinen kınalı keklik türünü kendi çabalarıyla üretmeyi başardı. Hatta sayıları hızla azalan kınalı keklikleri yeniden çoğaltmak için Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na bağlı Milli Parklar Dairesi ile işbirliği yaptı, kendi çiftliğindeki binlerce kekliği doğaya bıraktı. Ömer Faruk Erdönmez, yıllar önce hobi olarak çıktığı yolda kendi kurduğu Park Hayvancılık adlı süs hayvanları çiftliğiyle devam ediyor. 99 cins hayvanın bulunduğu Park Hayvancılık’ta zaman zaman hayvan sayısı beş bini geçiyor.
65 CİNS TAVUK VAR
Bursa’nın en eski tuğla-kiremit fabrikalarından birinin ortağı olan 49 yaşındaki Ömer Faruk Erdönmez’in hayatını değiştiren aslında bir katalog olmuş. Bir arkadaşının ABD’den getirdiği süs hayvanları çiftliği kataloğunu incelerken süs tavuklarını çok beğenen Erdönmez, bunları Türkiye’de üretmeye karar vermiş: “1998’de ABD’deki bu çiftlikten çeşitli ülkelere ait süs tavuğu cinslerinden 120 adet yumurta getirtip bunlardan civciv çıkarttım. Bu hayvanlar kendi çiftliğimde üretimini yapacağım hayvanların damızlıkları oldu. Yıllar içinde Park Hayvancılık’ta süs hayvanları diye adlandırdığımız güzelliği, görünüşü, ötüşü, renkleri için beslenen, yumurta ve et yönü ikinci planda olan hayvanları üretmeye başladık. Şu an koleksiyonumuzda 65 cins süs tavuğu, sekiz cins sülün, dört cins tavus kuşu, iki cins keklik, 12 cins ördek, kaz, kuğu, üç cins yaban koyunu ve beş cins süs güvercini bulunuyor.”
Park Hayvancılık, süs tavukları alanında Türkiye’deki en geniş koleksiyona sahip. Tavukların 30 farklı cinsini Türkiye’ye ilk kez kendilerinin getirdiğini belirten Erdönmez, dünyanın en büyük ve en küçük tavuğunun da kendi çiftliklerinde bulunduğunu söylüyor: “Dünyanın en iri tavuklarından olan Brahma Tavukları, bizim çiftliğimizde. Hindistan kökenli olan bu cins horozlar yaklaşık altı kilo, tavuklar ise beş kilo ağırlığında. Horozların boyu bir metre kadar uzayabiliyor. Dünyanın en küçük tavuklarından olan Serama türü ise iki yıl önce çiftliğimize katıldı. Malezya kökenli bir tavuk ırkı bu ve ağırlıkları 185 gram ile 500 gram arasında değişiyor. Tüm bu hayvanları yurtdışından yumurta olarak getirip kuluçka makinelerinde çıkardık. Üretimimiz de hala sürüyor.”
Sultan tavuğu 150 yıl sonra Türkiye’de
Osmanlı saraylarında beslenen ve nadir bulunan bir tavuk ırkı olan Sultan Tavuğu da Park Hayvancılık’ta... Ömer Faruk Erdönmez, bu cinsin yıllar önce yabancı bir katalogda karşısına çıktığını anlatıyor: “Osmanlı’da bu tavuklar yabancı misafirlere hediye edilmiş ve 1850-1854 arasında İngiltere’ye götürülmüş. Dünyada çok popüler olmuş, yarışmaları düzenlenmiş, kulüpleri oluşturulmuştu. Fakat araştırmalarımız sonucu bu tavuğun Türkiye’de olmadığını gördük. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde nesli hızla tükenen ve unutulan bu tavuk türü 2004’e kadar ülkemizde bulunmuyordu. ABD ve Hollanda’dan getirilen yumurtalarla Sultan Tavuğu civcivlerini çıkardık ve bize ait olan bu türün 150 yıl sonra yeniden ülkemize dönmesini sağladık. Sultan Tavuğu’nun renginin beyazlığı, tepeli ve büyük paçaları olması ve çene altında sakal denilen tüylerin bulunması onu değerli hale getiriyor. Ayrıca yılda sadece 70 yumurta verdiği için çok kıymetli.”
Angıt ördeği eşi öldüğünde yas tutuyor
20 dönüm arazi üzerinde bulunan Park Hayvancılık’taki hayvanlar ayda 8-10 ton yem tüketiyor. Ömer Faruk Erdönmez, satışını yaptıkları cinsler arasında en çok süs tavukları, sülünler ve tavus kuşlarının talep gördüğünü söylüyor: “20 yıldır çiftliğimiz hayvanseverlere açık. Amacımız satış yapmak ya da para kazanmak değil. Bu hayvanların ülkemizde tanınmasını ve besleyenlerin artmasını istiyoruz. Öte yandan üretim fazlası hayvanları satıyoruz. Tavukları 60-80, sülün ve tavus kuşlarını 160-350 liraya satıyoruz. Çiftlikteki bu hayvanların bakımını iki kişi yapıyor. 20 yıldır bu işi yapmamıza rağmen her gün yeni bir şey öğreniyoruz. Tüm tavuk veya ördeklerin davranışları aynı değil. Ördeklerde bazı cinslerde bir erkek yanına 4-5 dişi kabul ediyor. Angıt Ördeği ise tüm yaşamını tek bir eşle geçiriyor. Eşi öldüğünde günlerce onun başından ayrılmayarak yas tutuyor ve sonraki yaşamında başka eş kabul etmiyor.”