Abbas Güçlü yazısında her ne kadar tematik üniversitelerin sayısı günden güne artsada, bunlar teknik alanlardaki üniversiteler, bu anlamda Tarım ve Turizm konusunda tematik bir üniversitemizin olmadığına değiniyor. Abbas Güçlü, el üstünde tutulması gereken konular nedense hep arkaya atılmış durumda diyor yazısında. Tanınan yazar İstanbul'un tarım ile uğraşan tek tük kalmış ilçelerinden olan "Silivri ilçesi ve tarım" hakkında önemli bir yazı yazmış.
Değerli bir yazarın tarım konusunda söyledikleri hem dikkat çekici hem de sektör açısından umut verici olup, bize de bu güzel yazıdan alıntı yaparak paylaşmak düşer.
Abbas Güçlü yazısında şöyle diyor:
Köylü küskün!
Üretime ve modern tarıma küstürülen köylüler ve her geçen gün azalan tarım alanlarıyla, yakında açlık sınırına dayanan ülkeler arasına girersek hiç şaşırtıcı olmaz!..
Başta Belediye Başkanı Özcan Işıklar olmak üzere 200’e yakın Silivrili tarım sevdalısıyla birlikte dün uzun uzadıya bu konuları tartıştık. Hem de tarlada. Tarım ve hayvancılık neden bitme noktasına geldi? Nerede hatalar yapıldı? Daha da önemlisi, ağlama, sızlama, kızma yerine geleceğe yönelik neler yapılır, onlar konuşuldu.
Köylüler de vardı, hocalar, bu alana yatırım yapanlar ve çocuklarına yedirip içirdiklerini önemseyenler de vardı. Hemen herkes, çok dertliydi ama en fazla da köylüler. Üretim için yapılan masrafların, hasılatın üzerine çıktığını ve köylünün üretimden giderek uzaklaşmasının nedenin de bu olduğunu söylediler.
Köylülerin de tıpkı kentliler gibi kolaycılığa kaçtığını, üretmekten daha çok, tüketime yöneldiğini söyleyenler olsa da genel sorunun, çok daha farklı boyutlarda olduğu dile getirildi. İşte onlardan bazıları:
* Giderek artan maliyetler
* Düşük verimlilik
* Katma değeri yüksek ürünlere geçilememesi
* Teşviklerin sınırlandırılması
* Yabancı tohumlara zorunlu hale gelmesi
* Depolama ve soğuk hava sistemlerinin yetersizliği
* Tarım arazilerinin imara açılması
* Maddi ve manevi desteğin dibe vurması...
Niye ille de üniversite?
Silivri İstanbul’un en büyük ilçelerinden biri. Tarihiyle, kültürüyle, sayfiye yeri olmasıyla gurur duyuyor. Ama en fazla gurur duydukları bir özellikleri daha var ki o da tarım. Binlerce yıl, başta İstanbul olmak üzere bölgenin en büyük tedarikçisi olmuşlar. Yani yeme, içme onlardan sorulmuş. Sebzenin, meyvenin, etin, şarabın, yoğurdun en güzelini hep onlar üretmiş. Balın, balığın, karpuzun, kavunun, domatesin, buğdayın en lezzetlisi oradaymış.
Şimdi o eski tatları ve eski üretkenliklerine yeniden kavuşmak istiyorlar. Ve bunu aklın, bilimin önderliğinde gerçekleştirmek arzusundalar.
Yıllardır kafalarında kurguladıkları, altyapısını hazırladıkları üniversiteyi artık hayata geçirmek istiyorlar...
Özetin özeti: Tarım deyip geçmeyin, gün gelecek en büyük sorunumuz o olacak. İşte bu yüzden kafa yoranlara, çelme takmak yerine her türlü desteği sağlamalıyız...
Milliyet Gazetesi yazarı Sayın Abbas Güçlü'ye değerli yazısından ötürü Tarımsal Pazarlama ekibi olarak teşekkür ederiz.