Konuyla ilgili bilgi veren İTÜ Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dilek Boyacıoğlu, İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) tarafından desteklenen projeyle arı kovanlarının artık cep telefonundan izlenebileceğini söyledi.
Boyacıoğlu, arı kayıplarının ve ölümlerinin başlıca sebepleri arasında açlık, arı hastalıkları, tarımda kullanılan zirai ilaçlar, kovan içerisindeki yüksek nem miktarı, düşük verimli ana arı, yanlış koloni yönetimi gibi birçok etkenin bulunduğunu aktararak, şöyle devam etti :
"Ülkemizde bölgeden bölgeye değişmekle birlikte her yıl yüzde 5'den yüzde 30'a kadar varan rutin kış arı ölümleri gerçekleşiyor. Olağandışı iklim değişiklerinde ise bu ölüm oranları yüzde 90'a kadar çıkabiliyor. Projeyi arıcılara destek vermek ve arıcılığı teknolojiyle buluşturmak amacıyla geliştirdik. Proje, arıların kış ölümlerini engellemeye yönelik kovanlara kurulacak sistemden oluşuyor. Projede, kovan içerisine yerleştirilecek elektronik bir haberleşme modülüyle arıcılara kovanlarının koordinatları, ses, ısı ve nem durumlarıyla ilgili bilgi verilecek. Haberleşme SİM kart üzerinden sağlanacak. Sistem, kovanların koordinatlarının değişimi (kovanların çalınması), kovanın sıcaklığının kritik değerlerin altına inmesi veya üstüne çıkması ya da kovanın düşüp açılması durumunda arıcının cep telefonuna mesaj gelecek. Arıcı da mesajı aldığında hemen gidip kovanlarını kontrol edecek."
"Arıcıların projeyi sahiplenmesi gerekiyor"
Boyacıoğlu, projenin öncelikle İstanbul'da yürütüleceğini dile getirerek, "Dünyada ilk olacak bu projede başarılı olursak sektörde çağ atlatmış olacağız. Arıcılığımızı teknolojiyle bütünleştirebileceğiz" dedi.
Projenin başarısının, sistemin başarılı şekilde kullanılabilmesine bağlı olduğunu anlatan Boyacıoğlu, bu kapsamda arıcılara eğitimler de verileceğini söyledi.
Boyacıoğlu, bir ay sonra projeye başlamayı planladıklarını ifade ederek, eylül ayında sistemi tasarlayıp en geç kasım ya da aralık ayında kovanlara yerleştireceklerini, sonrasında ise ölçümler yapacaklarını ve veri oluşturacaklarını kaydetti.
Projede, arıcılar, ziraat mühendisleri, gıda mühendisleri, elektronik ve haberleşme mühendisleri ile yazılım mühendislerinin yer aldığını belirten Boyacıoğlu, "Sistemin gerçek kullanıcısı arıcılar olacak. Dolayısıyla onların projeyi mutlaka sahiplenmesi gerekiyor. Türkiye'de 5 milyon koloni var. Projemiz başarılı olursa önü çok açık. Öncelikle bunu ülkemizde yaygınlaştırmayı düşünüyoruz. Patent sürecini tamamladıktan sonra yurt dışına da ihraç edebiliriz" diye konuştu.
"Yıllık 400 milyon liralık zararın önüne geçilecek"
İstanbul Arıcılar Birliği Proje Koordinatör Yardımcısı Taylan Samancı, projenin, geleneksel yöntemlerin sıkça kullanıldığı arıcılık sistemine yenilikler getireceğini kaydetti.
Türkiye'de arıcılığın gelişmesi için teknolojiden uzak kalmadan modern ekipmanların kullanılması gerektiğini vurgulayan Samancı, "Göçer arıcılığın yaygın olduğu ülkemizde kovanların bir yerden bir yere taşınması arıcı için önemli bir zaman kaybı, iş gücü ve maliyet getiriyor. Göçer arıcılıkta taşıma işini kolaylaştırıcı sistemlere geçilmesi gerekiyor" dedi.
Samancı, sektörde yaşanan mali kayıplara da değinerek, şu bilgileri verdi :
"İstanbul'da her yıl 18 bin arı kovanı, ölüm sebebiyle bahara çıkamamaktadır. Bunun ülkemize maliyeti yaklaşık 7 milyon liradır. Bununla birlikte İstanbul'da her yıl arıcılarımız 3 bin kovanı hırsızlık sebebiyle kaybetmektedir. Bunun da maliyeti yaklaşık bir milyon lirayı bulmaktadır. Proje sonucunda geliştirilecek sistemin Türkiye'ye yayılmasıyla yıllık yaklaşık 400 milyon liralık zararın önüne geçilecektir." dedi.
"Kovanların çalınmasına karşı da bir önlem alınmış olacak"
İTÜ Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. İbrahim Akduman ise ilk aşamada 100 modül tane üretmeyi hedeflediklerini aktararak, bir modülün 64 kovan hakkında bilgi vereceğini belirtti.
Sistemin çalışma prensibi hakkında da bilgi veren Akduman, şunları kaydetti :
"Bu yapıda ısı sensörü düzenli olarak kovanın içerisindeki sıcaklığı ölçecek, nem sensörü ise kovan içerisindeki nem değerinin uzaktan kontrol edilebilmesini sağlayacak. Ses sensörünün görevi, istenen saatlerde ya da düzenli olarak kovan içindeki sesi kaydederek ses bilgisi olarak uygulama yazılımına aktarmak olacak. Arı, kovan içinde balın yeteri düzeyde olmadığında, sıcaklık ve nem miktarının istenilen düzey üzerinde olduğunda veya kovan içinde olağan dışı bir durum olduğunda ses seviyesini yükseltiyor. Kovan içindeki arı sesinin, normalden yüksek olması arının stresli olup olmadığını gösteriyor ."
Akduman, GPS modülüyle kovanın bulunduğu coğrafi koordinatın uzaktan elde edilebileceğini anlatarak, "Normal koşullarda kovanın hareket etmesi beklenmemektedir. Hareket ancak olmaması gereken bir durum sonucunda ortaya çıkar. Bu, kovana vahşi bir hayvanın müdahalesi olabileceği gibi bir hırsızlık teşebbüsü sonucu da olabilir. GPS modülü, kovanın sadece devrildiğini mi yoksa hareket mi ettiğini algılamakta ve bununla ilgili bilgiyi hemen merkeze bildirmektedir. Bu sayede kovanların çalınmasına karşı da bir önlem alınmış olacaktır" ifadelerini kullandı.
Kovanın içerisinde bir de ısıtıcı modül bulunacağını aktaran Akduman, normal koşullarda devrede olmayacak modülün kovan içi sıcaklığın belirli bir değerin altına düşmesi durumunda kullanılacağını sözlerine ekledi. - İstanbul
Son Dakika