|
Bir çok banka 'Tarımsal Krediler' birimi kurdu. Tarım için özel kampanyalar ve paketler hazırladı. Peki ya Çiftçilerimiz bu uygulamaları nasıl değerlendireceğini biliyor mu?
|
26.11.2012
1492
|
Bundan yaklaşık 10-15 yıl öncesine kadar, Ziraat Bankası ve Şekerbank hariç hiç bir banka tarımla ilgilenmez, hatta çiftçileri banka şubesinin kapısından içeri sokmazdı. 2001 krizinden sonra yeniden yapılandırılan ve pek çoğu yabancılara satılan bankalar ise bu yeni dönemde Türk tarımı ve çiftçisini keşfetti. Yerli ve yabancı girişimcilerin tarım ve hayvancılığa yatırım yapması, mevcut işletmelerin büyüme isteği bankaların ilgisini daha da artırdı. Böylece bankalar tarımsal kredilerde büyük bir yarışa girdi.
Reklam Yıldızı Çiftçiler
Bir çok banka ‘Tarımsal Krediler’ birimi kurdu. Tarım için özel kampanyalar ve paketler hazırlandı. Televizyonlarda reklamlar yapıldı. Halkın sevdiği sanatçılar çiftçi kılığında kredi satışı pazarlamaya çalıştı. Elleri nasırlı çiftçilerin bazıları reklam yıldızı oldu. Aldığı tarımsal krediyle nasıl tatlı bir hayat sürdüğünü anlattı. Maalesef çiftçinin çıkarlarını düşünmesi gereken Ziraat Odası Başkanları, diz üstü bilgisayarlı bir bankacı eşliğinde üyelerini otobüslere doldurup bankaların kapısına yığdı.
Çiftçi Yeteri Kadar Bilinçlendirilmedi
Çiftçiler birbirlerine kefil oldular. Kredilere karşılık tarlaların neredeyse tamamını bankalara ipotek ettirdiler. Her banka çiftçiye özel kredi kartları çıkardı. Çiftçi mazotunu, gübresini, ilacını, tohumunu üstüne birde alışverişini bu kartla yapmaya başladı. Kahvelerde her akşam bir bankanın tanıtım toplantısı yapıldı. Çiftçi istediğini aldı, ödemelerini kartla yaptı. Nasıl olsa o sırada cebinden para çıkmıyordu. Tıpkı kredi kartlarında olduğu gibi, çiftçiye de gelirinin çok üstünde harcama yaptırıldı. Bankaların çoğu alışveriş vadesini 3 ay, 5 ay ödemesiz yani hasat döneminden sonrasına ayarladı. Çiftçiye sunulan bu uygulama faizleri katlayarak büyüttü.
Bunun en büyük sebeplerinden biri de çiftçiye yeteri kadar bilgi verilmemesiydi. Aslında kartların çiftçiye sağladığı çok önemli avantajlarda mevcuttu ama çiftçiler bunu nasıl kullanacaklarını bilmiyordu. Vade uzadıkça faizi de ona göre arttı, bazı bankaların faizi yıllık yüzde 30 seviyelerini aştı. Bankalar için çiftçiler çok tatlı bir kar kapısı oldu. Özetle, bankalar kredi vermek için, çiftçiler kredi almak için adeta yarıştı. Tarımsal krediler çığ gibi büyüdü, diğer yandan 2001 krizinin etkisi ile 2002 de 200-300 milyon liraya gerileyen tarım kredileri Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre 2010 Şubat sonu itibariyle 15.6 milyar liraya ulaştı.
Bankalar tarıma kredi musluklarını açarken kendilerini güvence altına almaya çalışıyor.Fakat, tarım sektörü dış etkenlere açık. Özellikle kuraklık, don, sel gibi felaketler sektörü derinden etkiliyor ve kredilerin geri dönüş riskini artırıyor. Nitekim 2007 ve 2008’de yaşanan kuraklık tarım sektörünü ciddi olarak sarstı. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri ’den kredi kullanan çiftçilerin kredi borcu faizini ödemek şartı ile geçen yıl yapılan yerel seçim öncesinde 1 yıl ötelendi. Ötelenen 3 milyar liralık kredi bu yıl geri ödenecek. Bu zorlu süreçte özel bankalar kredileri yapılandırmadı. Çiftçiye kullandırdığı kredi miktarını daha da artırdı. İki yıl üst üste yaşanan kuraklıktan sonra 2009 yılı üretim açısından iyi geçti. Fakat, artan girdi maliyetleri nedeniyle üretici her geçen gün daha pahalıya üretirken ürünü daha ucuza satmak zorunda kalıyor. Bu nedenle banka kredilerini ödemede büyük sıkıntılar yaşanıyor.

Çiftçi kredi borcunu diğer bankadan kredi alarak kapatmaya çalıştıkça borcu daha da büyüyor. BDDK verilerine göre takipteki kredi miktarı 1 milyar lira düzeyine ulaştı. Geçmiş yıllara bakıldığında takipteki kredi miktarı her yıl katlanarak artıyor. 2007 yılında tarım ve balıkçılığa toplam 10 milyar 30 milyonluk kredi verilirken takibe düşen kredi tutarı 304 milyon 839 bin lira oldu.2008’de tarım kredileri 12.8 milyar liraya, takipteki kredi miktarı 451 milyon liraya yükseldi. Geçen yıl ise, tarımsal krediler 14.9 milyar liraya ulaşırken takipteki kredi miktarı iki katına çıktı ve 941 milyon liraya ulaştı. Kullanılan kredi artıyor, fakat takibe düşen kredi miktarı oransal olarak çok daha hızlı artıyor. Bu artış tarım kredilerinde önümüzdeki dönemde ciddi sorunlar yaşanacağının sinyallerini veriyor. Bu yıl tarım kredileri açısından en kritik yıl olacak. Tarımda sel ve don felaketi nedeniyle ciddi sıkıntılar var. Trakya, Antalya ve Ege bölgesinde sel felaketi ciddi zarara yol açtı. Ege’de özellikle Manisa’da üzümde, Malatya’da kayısıda, Karadeniz’de fındıkta don felaketi etkili oldu. Sel ve don felaketinin tarımsal kredilerin geri ödenmesine olumsuz etkisi olacak. Üretim kaybı ve maliyetlerin yükselmesi nedeniyle üretici krediyi ödemekte zorlanacak.
Kredilerin Çiftçiye Faydaları Var Ama..
Bu dönemde pek çok banka tarım kredilerinden dolayı sıkıntı yaşayabilir. Ellerindeki binlerce dekar araziyi satarak parasını kurtarmaya çalışacaktır. Çiftçi için durum vahim boyutlara ulaşabilir. Çok sayıda çiftçi, borcunu ödeyemediği için tarlasını ve varlıklarını kaybedebilir. Özetle, önümüzdeki günlerde tarım kredileri ile ilgili icra haberlerini, hapis ve hatta intihar haberlerini sıkça duyabiliriz. Hovardaca kullanılan ve kullandırılan tarımsal krediler çok can yakacak gibi gözüküyor.
Tarım kredileri doğru kullanıldığında çiftçiye çok büyük faydalar sağlayan bir uygulamadır. Çiftçimizin bu fırsatları doğru kullanabilmesi adına bankalara büyük iş düşmektedir. Çiftçimizin bilinçlenmeye ihtiyacı var..