Bu durumda, buğday ithalatı rakamlarının da azalmasına yol açacaktır" şeklinde konuştu. Emtialar üzerine yorumlarını değerlendiren Ergezen, dünya buğday piyasalarında bu sene yüksek rekolteli bir sezon yaşandığına vurgu yaptı.
Dünya buğday tüketiminin, 2013/14 döneminde 697,86 milyon ton olacağının tahmin edilmekte olduğunu söyleyen Ergezen, "Buğday üretimindeki en yüksek artış, 16,28 milyon ton ile Rusya'da. Bu ülkeyi sırasıyla Kazakistan, Ukrayna ve Avustralya izliyor. Bu verilere göre, dünya buğday üretimindeki toplam artış, 42,55 milyon ton olacak" dedi.
Ergezen sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Türkiye için 2013 yılında 22 milyon ton buğday üretimi beklendiğini açıkladı. Bu rakam, bir önceki yıla göre yaklaşık 1,9 milyon ton artış demektir. Türkiye'nin buğday ekili alanlarının 7,7 milyon hektar olduğu varsayıldığında, hektar başına verimlilik 2,87 ton olarak gerçekleşecek. Buğday verimliliği, Avrupa Birliği'nde hektar başına ortalama 5,33 olarak gerçekleşirken, Çin'de 4,99 ton ve Mısır'da 6,29 ton olması bekleniyor. Verimlilik, Türkiye'nin buğday üretiminde karşılaşılan en önemli sorunlardan biri haline geldi. Zaten bunun ilk etkilerini, buğday hasadı ile ilgili haberlerde görmeye başladık: Rekoltenin geçen seneye göre artmasına rağmen, buğdayın kalite değerinin düştüğü anlaşılıyor."
Buğday üreticilerini bekleyen önemli bir tehlikeye dikkat çeken Ergezen, şöyle devam etti:
"Buğdayın kalite değerinin düşmesi, geçen seneye göre kazancın azalmasına neden olabilir. Yüksek rekolteye rağmen kalite değerinin düşük olması, tahmini kazanç ve geri ödemeler için soru işareti yaratıyor. Yüksek rekolte ve dolayısıyla yüksek getiri beklenirken, kalite sorunu nedeniyle oluşacak getiri kaybı, sadece çiftçiler için değil çiftçi ödemeleri açısından da önem arz etmektedir. Oysa bu sene için belirlenen müdahale alım fiyatı, enflasyon üzerinde artış ile piyasa koşullarının üzerinde oluşmuştu. Bu çerçevede çiftçiler için de ürün başına karlılığın artacağı düşünülmekteydi. Son açıklanan verilere göre Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), şimdiye kadar 2013/14 sezonu için 107,37 makarnalık ve 823,3 ekmeklik olmak üzere, yalnızca 930,66 bin ton buğday alımı gerçekleştirdi" şeklinde bilgi verdi.
Uluslararası piyasada buğday fiyatlarının yüksek üretim beklentileri nedeniyle bu sene başından beri satış baskısı altında seyrettiğini söyleyen Ergezen, iç piyasada da yüksek üretim ve azalan kalitenin, fiyatların düşük kalmasına neden olabileceği uyarısında bulundu.
"Bu durumda, buğday ithalatı rakamlarının da azalmasına yol açacaktır" diyen Ergezen, Türkiye'nin bu sene 900 bin ton üretim fazlası verebileciğini, kaliteli buğday ithalatında artış görülse bile, buğday ihracatının çok daha yüksek olacağının tahmin edildiğini, bu nedenle iç piyasadaki buğday fiyatlarının uluslararası piyasalardan farklılaşabileceğini kaydetti.
"Dünya pamuk fiyatları halen Çin tarafından belirlenmekte"
Çin'in, stratejik ürün olarak kabul ettiği pamukta, stok amaçlı alımlarına devam ettiğini belirten Ergezen, "Bu çerçevede dünya pamuk fiyatları da halen Çin tarafından belirlenmekte. Son üretim ve stok tahminlerine göre Çin'in elinde bulundurduğu stok miktarı, 2013/14 döneminde 12,32 milyon tona ulaşacak. Bu rakam, dünya pamuk stoklarının yüzde 60'ına denk gelmektedir. Çin, yüksek stok miktarının yanı sıra, 7,40 milyon ton pamuk ile dünya üretiminin yüzde 28,8'ini gerçekleştiriyor" dedi.
ABD Tarım Bakanlığı tarafından aylık olarak hazırlanan, Dünya Tarımsal Arz ve Talep Tahminleri (WASDE) raporuna atıfta bulunan Ergezen, "Rapora göre dünya pamuk üretimi, 694 bin ton azalarak 25,69 milyon tona düşecek. Bununla beraber dünya pamuk stokları, 20,54 milyon tona yükselecek. Tüketim miktarının ise 23,9 milyon ton olması bekleniyor. Bu noktada, uluslararası pamuk fiyatlarının, Çin kaynaklı talep nedeniyle, önümüzdeki dönem yukarı yönlü bir seyir izlemesi beklenmektedir" öngörülerinde bulundu.
Türkiye'nin pamuk üretiminin ise aynı dönemde 259 bin azalarak, 490 bin tona ulaşacağını belirten Ergezen, "Türkiye'nin stok olarak bulundurduğu pamuk miktarının 301 bin ton olduğu tahmin edilmektedir. Pamuk ekili alanların ise azalarak 330 bin hektar olması bekleniyor. Oysa Türkiye, 1,48 ton olan hektar başına verimliliği ile Avustralya'dan sonra, dünyanın en başarılı ülkesidir. Fakat maalesef pamuk ekili alanlar, fiyat ve üretim kaynaklı sebepler ile yıllar itibariyle azalıyor. Türkiye'de pamuk ekili alanların korunması ve hatta arttırılabilmesi için, devletin rolü artık çok daha önemli hale geldi. Yerli üretimin talebi karşılamaması nedeniyle pamuk ithalatı, dış ticaret açığının da artmasına katkı sağlıyor" dedi.
Türkiye'nin pamuk tüketiminin yılda 1,33 milyon tona ulaşacağının tahmin edildiğini açıklayan Ergezen sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu durumda yıllık 838 bin ton pamuk ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Sonuç olarak, bugünkü fiyatlar baz alındığında, Türkiye'nin 1,57 milyar dolar pamuk ithalatı için ödeme yapması beklenmektedir. Oysa verimliliğin yüksek olduğu pamuk üretiminde, sağlanacak ilave sübvansiyonlar, hem üretimin artmasına hem de ekonomik olarak getiri ve dışsal faydanın yükselmesine neden olabilir."
"Pamuk ekili alanların azalması ve üretim amaçlı pamuk talebinin artması, yerel pamuk fiyatlarının yüksek kalmasını sağlayabilir" diyen Ergezen, ithal edilen pamuk miktarının, yerel üretimden çok daha fazla olmasından, iç piyasa da uluslararası pamuk fiyatlarına göre belirlenmekte olduğunu söyledi.
Uluslararası piyasada Çin kaynaklı pamuk talebinin, fiyatların gerilemesini engellediğini belirten Ergezen, Çin Hükümeti'nin izleyeceği stok politikasının, pamuk fiyatlarının seyrini belirlemeye devam edeceğini ve Çin'in pamuk talebi devam ettikçe, uluslararası ve yerel piyasadaki pamuk fiyatlarının yüksek kalabileceğine dikkat çekti.
Son Dakika