Antibiyotiklerin gizli tehdit olduğunu belirten Yalçın,
“Antibiyotikler enfeksiyöz hastalıkların tedavisinde ve gıda değeri olan çiftlik hayvanlarının büyümelerini ve verimlerini teşvik edici olarak geniş çapta kullanılmaktadırlar.
Ülkemizde en yaygın şekilde kullanılan antibiyotikler başta penisilinler olarak bilinen β-laktamlar, tetrasiklinler, kloramfenikol, makrolidler, spektinomisin, linkozamid, sulfonamid, nitrofuran, nitroimidazol, trimethoprim, polimiksin, kinolon ve makrosiklik grubu ilaçlar belirtilen amaçlar için sahada en fazla kullanılan ilaçlardır.
Ancak bu ilaçların sahada uygun olmayan şekillerde ve bilinçsizce kullanımları sonucu hem antibiyotiklere karşı direnç gelişmekte hemde temel besin maddesi olarak sıklıkla tükettiğimiz et, süt, yumurta, bal ve hayvanların yenilebilir diğer dokularında kalıntılar oluşmaktadır.
Bu Antibiyotik kalıntıları insan sağlığı üzerinde olumsuz etkiler oluşturabilmektedir.
Bu etkilere birkaç örnek verecek olursak;
enrofloksasinin üyesi olduğu kinolon grubu antibiyotiklerin gıda patojenlerinde antibiyotik dirençliliğini arttırması, penisilinlerin kızarıklık, ürtiker ve ileri düzeyde bir anaflaktik şok oluşturması, kloramfenikolün geri dönüşüm kan anomalilerine yol açması ve nitrofuranın da özellikle teratojenik etkileri,
aminoglikozidlerin nefrotoksisite özelliği ve sülfametazinin tiroid hiperplazisi şekillendirmesi gibi etkileri sayılabilmektedir.
Antibiyotikler, hayvanlarda özellikle böbrek ve karaciğer gibi yenilebilen iç organlar ile diğer organ ve kaslarda birikim yapmakta ve ciddi kalıntılara neden olmaktadır” dedi.
Tehlikeleri en aza indirmek içinde önerilen sunan Veteriner?Hekim?Yalçın,
“ Peki bu bahsettiğimiz tehlikeyi en aza indirmek için neler yapılmalı; Başta biz tüketiceler olmak üzere ,üreticiler ve denetleyicilere bu konu hakkında ciddi görevler düşmekte.
Tüketiciler;
tükettikleri gıda maddelerinde güvenilir ve kayıtlı olan markaları tercih etmeli,
Üreticiler ;
bilmelidirlerki bilinçsizce ve gereksizce kullanılan her antibiyotik hastalığı tedavi etmekten ziyade geri dönüşü olmayan tehlikelere yol açabilceğini unutmamalıdır.
Antibiyotiğin mecburi olarak kullanıldığı durumlarda et ve sütte arınma sürelerini dikkate almalarını öneriyoruz ortalama bir antibiyotiğin ette kalıntı süresi en az 28 gün sütte ise 7 gün tabi bu durum antibiyotiğin çeşidine göre değişmektedir.
Denetleyici unsur olarak Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı , veteriner Hekim odaları ve ilgili diğer sivil toplum kuruluşlarının bu konu üzerinde daha yoğun mesai harcamaları gerekmekte olup bilinçsizce ve gereksizce Antibiyotik kullanımı konusunda kamoyunu bilgilendirmeleri gerekmektedir.
Son yıllarda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı kalıntı konusunda çalışmalarını artırmış bulunmakta fakat bu çalışmaların daha sistematik ve diğer kurumlarla entegre bir şekilde yürütülmesi daha etkin bir mücadele sağlayacaktır.” dedi.