Ahmet Davutoğlu'nun başbakan olduktan sonra Bakanlar Kurulu'nun çıkardığı ilk kararnamenin bu şirketlere yönelik olduğunu savunun Kılıçdaroğlu, "Bu şirketlerin tahsil edemediği alacaklar için dediler ki 'Çiftçinin bizden alacağı var. Ben o alacağı mahsup edeceğim. O parayı sana vereceğim, çiftçiye vermeyeceğim'. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez Türkiye Cumhuriyeti Devleti yandaş işadamlarının tahsilatçısı konumuna getirildi" diye konuştu.
Bunun kabul edilemez bir durum olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Böyle bir şeyi nasıl yaparsınız. Bu hükümetin burada oturacak yeri bile yok. Yatacak yeri de yoktur bu hükümetin" dedi. Bu kararnamenin daha sonra oy birliği ile iptal edildiğini aktaran Kılıçdaroğlu, devletin hangi gerekçe ile yandaş işadamlarının tahsilatçısı konumuna
sokulduğunun açıklanmasını istedi.
"TARIM SEKTÖRÜ SIKINTI İÇİNDE"
Tarım sektörünün büyük sıkıntı içinde olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, son 10 yılda iki Trakya büyüklüğündeki alanın artık ekilmediğini söyledi. Bunun hangi gerekçe ile yapılmadığının da açıklanmasını isteyen Kılıçdaroğlu, iktidarın tarım sektöründe üreticiye vermeyi vaat ettiği destekleri sağlamadığını iddia etti.
"BU HÜKÜMET SAMAN İTHAL ETTİ"
İktidarın yanlış politikalar sonucu Türkiye'yi saman ithal eden bir ülke konumuna getirdiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Çekirdeksiz yaş üzüm geçen yıl 5 liraydı kilosu. Bu yıl 2,5 lira. Hangi gerekçe ile siz yaş üzümde 5 liralık fiyatı 2,5 liraya indirdiniz? Neyi ucuzlattınız siz? Ne ucuzladı? Mazot mu ucuzladı, gübre mi ucuzladı? Narenciye üreticisine sorun, 25 kuruşa alıcı bulamıyorlar. Ne olacak? Manavda kaç lira? 2-2,5 lira. Aradaki parayı kim alıyor? O şirketin kurucuları arasında acaba sizlerden birisi var mı? Bu dümen nasıl oluyor. Ben bunu sormak, üreticinin hakkını savunmak zorundayım. Benim görevim budur zaten."
ÇİFTÇİLERİN DURUMU
Çiftçinin kullandığı mazot fiyatlarının yüksekliğini, tarımsal ürün ihracatının azlığını eleştiren, iktidarın kendi çiftçisini korumak yerine uluslararası şirketleri korumak adına şeker üretimini engellediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, ülkenin ortak akılla yönetilmediğini belirtti.
Kılıçdaroğlu, memurların durumuna ilişkin de "Memurlar için bir şey demiyorum. Nedeni de şu; hükümetle Memur-Sen el ele, kol kola gittiler, memurlara en büyük kazığı attılar. 123 lira verdiler. Hayatlarından çok memnunlar öyle anlaşılıyor. Şimdi 'enflasyon farkı' diye bağırıyorlar. Hangi sendika 'biz enflasyon farkı istemiyoruz' diye gidip imza attı? Hükümetin önerisi kabul edilseydi bugün ellerine daha fazla para geçecekti. Eğer bir sendika memuru satarsa, onun adına sarı sendika denir ve siz satıldınız kimse kusura bakmasın" değerlendirmesinde bulundu.
Anayasal bir kurum olan ve üç ayda bir toplanması gereken Ekonomik Sosyal Konsey'in en son 2009 yılında toplandığını hatırlatan ve bu durumu eleştiren Kılıçdaroğlu, hangi gerekçe ile toplanmadığının da açıklanmasını istedi.