|
Mersin Ticaret Borsası (Mtb) Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Özdemir, Türkiye'nin eskiden net ihracat yaptığı bakliyat ürünlerinde bugün ithalatçı konumuna geldiğini belirterek, Türkiye'nin, bakliyatta gittikçe kan kaybettiği uyarısında bulundu. Özdemir, bakliyatta bu yıl yüksek fiyat beklemediklerini de söyledi.
|
12.02.2013
1365
|
Bakliyatın Türkiye ve dünyadaki durumunu değerlendiren Mtb Başkanı Özdemir, Türkiye'de tarımsal üretimin azalmadığını, aksine arttığını, fakat üreticilerin geleneksel tercihlerinin değiştiğini söyledi. Bakliyatın da o geleneksel ürünlerin arasında yer aldığını ifade eden Özdemir, bu nedenle Türkiye'nin eskiden net ihracat yaptığı bakliyat ürünlerinde bugün ithalatçı konumuna geldiğini kaydetti. Türkiye'nin eskiden tonlarca nohut sattığı Hindistan'dan bugün ithalat yaptığına dikkat çeken Özdemir, "Meksika, Arjantin, Kanada'dan, hatta Rusya'dan bile son 3 yıldır nohut ithalatı var. Eskiden net ihracatçı olduğumuz nohutta maalesef son yıllarda üretim olsa da yeterli olmadığından ithalatçı konuma geldik.
Kırmızı mercimekte de durum yine pek iç açıcı değil. Nohut kadar kötü olmasa da yine Kanada ve Avustralya'dan ithalat yapıyoruz. Bizim milli yemeğimiz kuru fasulyede de ithalatçı konuma geldik. Şu anda Arjantin, Kırgızistan, Amerika, Kanada, Etiyopya başta olmak üzere ithalat yapıyoruz. Burada da net ihracatçı iken ithalatçı konuma geldik. Yeşil mercimek de son yıllarda tüketime yetmediği gibi büyük miktarda Kanada ve Amerika'dan ithalat yapıyoruz. Bunların bir kısmı iç piyasada tüketiliyor, bir kısmı da transit olarak diğer ülkelere gönderiliyor. Dolayısıyla eskiden net ihracatçı olduğumuz ve rekabet şansımızın çok yoğun olduğu bakliyat ürünlerinde bu avantajımızı kaybetmek üzereyiz. Türkiye, maalesef bakliyatta gittikçe kan kaybediyor" diye konuştu.
Bu gidişin nedenini, çiftçinin alım garantisi olan ve verimi daha yüksek ürünlere yönelmesine bağlayan Özdemir, "Üretimde parite denen bir kavram vardır. Diyelim ki, mercimek buğdayın en az iki misli olması lazım ki, çiftçi mercimek eksin. Bir de baklagil üretiminin özellikle hasadı zahmetlidir. Bir de buğdayda yıllarca devlet bence hata yapmıştır, hep buğday üretimini desteklemiş, prim vermiş, sübvanse etmiştir, Toprak Mahsulleri Ofisi vasıtasıyla alımını garanti haline getirmiştir. Çiftçi, alımı garanti olan bir ürün varken, verimi daha yüksekken, daha az zahmetliyken niye macera arayıp da daha zor, getirisi de az olan bir ürünü eksin? Olay burada düğümleniyor" ifadelerini kullandı.
TarımsalPazarlama.com