Üç kıta arasında geçiş ülkesi olarak, Türkiye, küresel düzeyde kritik doğal ve biyolojik rezervlerine ve çeşitli türlere ve bereketli topraklara sahip zengin bir kara parçasıdır. Ne yazık ki tüm bunların yanında kirlilik ve türlerin tükenmesi bir o kadar hızlı.1980 yılından beri sanayinin gelişmesi ve konvensiyonel tarım hızla ilerlemeye başladı. Hormonlar, genetiği değiştirilmiş tohumlar, tarım ilaçları, kimyasal gübrelerle işin gelişmesi Türkiye için de çevre ve sosyal açıdan 30 yılı aşkın süredir tehlikeli bir yolculuğu başlatmış oluyor.
Tüm bunlara karşı çaba gösteren insanların şaşırtıcı hikayesi: Gelecekte oluşacak çevresel hasarları önlemek için ekolojik ve sosyal olarak sürdürülebilir uygulamalarının alternatif olarak tasarlanması ve uygulanması sırasında, sosyal girişimciler, bu eşsiz doğal sermayenin kaybını gidermek için, daha önce yapılan geleneksel yöntemler ile sosyal girişimciliklerini birleştiriyorlar.
Doğu Anadolu çiftçisi kazanırsa, neden göç etsin?
Ashoka üyesi Nazmi Ilıcalı, özellikle Avrupa'da, küçük çiftçilerin yeni pazarlardan yararlanmalarına yardımcı olacak tarımsal kooperatifler kuruyor; büyük şehirlere göçü durdurmak için Doğu Anadolu’nun kıraç topraklarında yaşayabilmenin bir yolu olan aile çiftliklerinin kurulmasını destekliyor. O, bugüne kadar daha fazla gelir elde edebilmeleri için, 4500 adet küçük ölçekli çiftçilik yapan üreticileri bir araya getirdi. Küçük ölçekli çiftçiliği canlandırmak için, Nazmi Ilıcalı’nın benimsediği üç ana stratejisi şöyle: küçük ölçekli çiftçiler daha pazarlanabilir ürünler üzerinden daha yüksek gelir elde etmek için birlikte çalışmaya olanak sağlayan bir ağ kurmak; Organik et, süt, peynir ve diğer ürünleri için sertifikasyon standartları kapsamında küçük ölçekli çiftçilerin çalışabilmeleri için izin destek ve finansman düzenlemek; tüketicilere organik ürün tüketme duyarlılığını kazandırmak.
Van Gölü Rol Model Oldu
Van Gölü ile başlayan diğer bir Ashoka üyesi Mustafa Sarı, diğer sosyal görevlerinin yanında balık popülasyonunu korumak için umut verici yeni yaklaşımlar sergiliyor. Mustafa Sarı, balıkçıların çıkarlarını, yerel yönetim ve sivil toplum kuruluşlarının potansiyeli ile birlikte balıkçılık yönetiminde bilimsel araştırma araçları uygulayarak başarılı oldu. Onun modeli sayesinde hem balıkçılığın yıllık geliri arttı hem de inci kefalinin varlığı saptandı ve bu sayede diğer göller için bu olay rol model olarak kabul edildi.
Buğday Derneği Temelleşmiş
Son olarak Buğday Derneği, Victor Ananias tarafındam kurulan Ashoka derneğinin üyelerinden Güneşin Aydemir başkanlığında sürdürülen ekolojik, sosyal girişimcilik başarıları önemli bir rol oynuyor.
Buğday derneği hemen hemen 2 yıldır başarıyla sürdürülebilir insan faaliyetleri ulaşmak için yenilik ve geleneği birleştirerek yeni uygulamaları ile güçlenmiş ve temelleşmiştir. Bu akımı tecrübeleri ile bir ağ oluşturarak uyguluyorlar. Bugün, Buğday derneği ; üretim ve tüketim davranışları değiştirmek organik pazarlara çalışan BM tarafından finanse edilen eko-turizm Ta-tu-ta programı aracılığıyla 100 sürdürülebilir-ekolojik çiftlikler bağlayan, ülkenin ilk tohum bankasını kurmuş ve bir eğitim ve bilgi inşa ederek faaliyetleri için bir bilgi evi haline gelmiş hareket merkezi konumundadır.
Buğday Derneği, ortak amaçlar doğrultusunda çalışan bir sosyal girişimciler ağı olan Ashoka’nın vizyonunu yansıtan bir kuruluştur.
Özel Haber