|
Mersin Eczacı Odası Başkanı Hüseyin Şimşek, Türkiye'nin tablet şeklinde ilaç benzeri, bitkisel olduğu iddia edilen ürünlerin satıldığı bir çöplük haline geldiğini belirterek, halka ölüme kadar götürebilen bu ürünleri almamaları çağrısında bulundu.
|
12.12.2012
692
|
Mersin Eczacı Odası Başkanı Şimşek, piyasada hemen hemen her ortamda rahatlıkla satılan ve tamamen bitkisel olduğu iddia edilen ilaç dışı ürünler ile sahte ilaçlar konusunda vatandaşları uyardı. konuyla ilgili açıklama yapan Şimşek, Türkiye'de ilacın tek sahibi ve patronunun Sağlık Bakanlığı'na bağlı Türkiye İlaç ve Tıbbı Cihaz Kurumu olduğunu söyledi.
Şu anda eczanelerde satılan tüm ilaçların bu kurum tarafından ruhsatlandırılarak piyasaya sunulduğu bilgisini veren Şimşek, eczacıların sağlık ürünlerini her aşaması kaydedilen, dünyada benzeri olmayan son derece güvenli ve özel bir yöntem olan İlaç Takip Sistemi ile halka sunduklarını aktardı. İlaç dışı sağlık ürünlerini de kalite, üretim, gerekli izinler ve ülke ruhsatlarını araştırarak eczanelere soktuklarını ifade eden Şimşek, "Yalnız Türkiye, ilaç dışı ya da gıda takviyesi diyebileceğimiz vitaminler, cinsel gücü arttırıcı ürünler, bitkisel olduğu iddia edilen zayıflama ilaçları, ağrı kesici olduğu iddia edilen ürünler, romatizma, koroner arter veya kalp hastalıklarında kullanıldıkları iddia edilen bir sürü bitkisel tablet şeklinde, yutulabilir halde ilaç benzeri ürünlerin ilaç şişelerine konularak satıldığı, bu pazarın yoğun olarak suistimal edildiği bir çöplük haline geldi" dedi.
Şimşek, bu ürünleri piyasaya arz edebilmek için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na üretim izni için başvurmanın ve bir numara almanın yeterli olduğunu kaydetti. Bu tür ürünlerin çoğunun Tarım Bakanlığı'nın numarasıyla, bazılarının da ruhsatıyla piyasaya sunulduğuna dikkat çeken Şimşek, "Ama tamamen bitkisel ve cinsel gücü arttırıcı olduğu iddia edilen ürünlerin içine baktığımız zaman şu anda piyasada kullanılan ve tıbbi olarak belli oranlarda kullanılması gereken etken maddelerin daha henüz insan sağlığına yararlı ya da zararlı olduğu kanıtlanmamış türevlerinin olduğunu görüyoruz.
Bu türevleri kullanan hastaların bir kısmının zaten yaş olarak ileri olduğunu ve bazı hastalıklarla beraber olduğunu bildiğimiz için bu insanlar evlerinde kalp krizi veya başka sebeplerle maalesef ölüp gidiyorlar. ve Türkiye'de literatür o kadar zayıf ki, otopsi o kadar az yapılıyor ki, bunların gerçek sebebi ortaya çıkmadan bunları bu kalp kriziyle defnediyoruz" diye konuştu.