Üreticinin Para Kazanması Nasıl Mümkün Olacak ?
Türkiye, meyve, sebze ve süs bitkileri alanlarında tükettiğinden çok üreten bir ülkedir. Bunu sadece istatistiklere bakarak söylemiyoruz. Çevremize baktığımızda gerek seracılık gerekse açık tarla ve meyvecilik alanlarındaki yatırımların sadece sektör içinden değil sektör dışından gelen yatırımcılar sayesinde de yapıldığı görülmektedir. Bu nedenle her sezon artan üretimin paraya dönüştürülmesinde yaş meyve sebze ihracatının dayanılmaz ağırlığı her gün artmaktadır. “Gıda Güvenliği” ve “İzlenebilirlik” çerçevesinde yürütülmek zorunda olan ihracatın sorunsuz ve sürdürülebilir gelişiminde sektörde yer alan tüm kesimlere önemli bir rol düştüğünü belirtmek isterim.
Elbette sadece yurtdışındaki tüketiciler için değil bu ülkenin gerçek sahibi olan vatandaşlarımızın da güvenle yiyebileceği her türlü yaş meyve sebze üretiminin varlığı önem arz etmektedir.
Bu nedenle ülke tarımının ve ekonomisinin geliştirilmesinde; firmalar arasında aşırı ve birbirini yok edici rekabet yerine sektörel işbirliklerinin yollarını hep birlikte aramalıyız.
“Kaybolan Lezzetleri Geri Getiriyoruz” sloganı ile yeni çeşitlerin peşindeki tohumcularımızın, tüp bebek hassasiyeti ile yetiştirdikleri fide ve fidan üreticilerimizin, çiftçiye sattığı malzemenin sorunsuz ve çalıştığını görerek tahsilatını güvence altına almak isteyen zirai ilaç ve gübre satıcısı bayilerimizin; alıcısına malını beğendirmek ve zorlu koşullarda teslim etmek zorunda olan komisyoncularımızın, tüccarlarımızın ve yaş meyve sebze ihracatçılarımızın, paketledikleri ve tedarik ettikleri malların raflarında uzun süre kalitesini bozmadan dayanıklı kalmasını isteyen bununla birlikte tüketiciden şikayet duymak istemeyen süpermarket ve tedarikçi zincirlerinin sektörel işbirliklerine açık olması gerekmektedir.
Yukarıda sıraladığımız tüm zincirin başında yer alan üreticimizin para kazanabilmesi alıcıların ve tüketicilerin beğenisi ile doğru orantılıdır. “İyi Tarım Uygulamaları”, “Organik Tarım”, “Çevre Dostu Üretim”, “İzlenebilir ve Kayıtlı Kontrollü Üretim” gibi artık karşımıza her gün çıkan pazar beklentilerini karşılamada zorlanan üreticilerimizin bu nedenle bitki besleme konusunu öncelikli ele alması gerekmektedir.
Sadece azot ve potas gibi üreticinin gündeminden düşmeyen iki bitki besin elementi arasındaki orantısız kullanımların bile nelere sebep verdiğini aşağıdaki tablo ortaya sermektedir.
Hastalık Etmenleri
|
AZOT (N)
|
POTASYUM (K)
|
Gübreleme Düzeyi
|
Gübreleme Düzeyi
|
YÜKSEK
|
DÜŞÜK
|
YÜKSEK
|
DÜŞÜK
|
PAS HASTALIGI
|
xxx
|
x
|
x
|
xxxx
|
KÜLLEME
|
xxx
|
x
|
x
|
xxxx
|
ALTERNARİA
|
x
|
xxx
|
x
|
xxxx
|
FUSARİUM wilt
|
x
|
xxx
|
x
|
xxxx
|
Görüldüğü gibi sadece yetiştiricilik anlamında değil aynı zamanda hasat sonrası depolama, taşıma ve raf ömrünü de etkileyen hastalıkların da davetiyesini yanlış gübreleme oluşturabilmektedir.
Üreticilerimiz özellikle bilgi ve saha deneyimi yeterli ziraat mühendisleri ve teknikerlerinin gözetimi ve danışmanlığı ile üretimlerinde verim ve kaliteyi yakalayabilecektir. Tür, çeşit, su, toprak, ısı, nem, bölgesel farklılık, ışık gibi temel faktörlerin doğru bir şekilde yorumlanması ve bitki besleme mantığının ön plana çıktığı üretim tarzının geliştirilmesi neticesinde verim ve kalite kriterlerine ulaşılacaktır.
Yazımızın başında yer alan “Üreticinin Para Kazanması Nasıl Mümkün Olacak ?” sorusuna verilecek yanıtların başlangıcını bitki beslemedeki sorunlarımızın çözülmesi ile mümkün olacaktır. Bu temel taşı yerine koymadan para kazanılması için yapılacak her türlü harcama ve yatırım geriye dönmeyecektir.
Hal uygulamaları, komisyoncu, tüccar, manav ve perakende zincirleri gibi fiyatın kısır iç piyasa yapısı içinde belirlendiği alanlara özellikle bu yazımızda yer vermedik. Bu noktaya gelmeden önce çitanın yükseltilerek hedeflerin geliştirilmesinde kilit kelimeleri ortaya koymak istedik : İHRACAT, BİTKİ BESLEME, VERİM, KALİTE ve eşittir PARA…
Mehmet Irmak
Haziran 2012